1960'lar, moda ve güzellik dünyasında devrim niteliğinde bir dönemi temsil eder. Swinging London olarak adlandırılan bu dönem, renklerin cüretkar kullanımı ve cesur makyaj stilleri ile dikkat çeker. Sosyal değişim rüzgarları eserken, gençler kendilerini ifade etme biçimlerini keşfettikçe makyaj ve moda da bu akımlardan etkilendi. Kadınlar, cesur ve öncü zevkleri ile kendilerini ifade ederken, makyajda kullandıkları renkler, tarzlar ve tekniklerle o dönem boyunca iz bıraktı. Makyaj ikonları büyük bir ilham kaynağı oldu ve retro makyaj trendi, günümüz değerleriyle hâlâ hayatımızda yer buluyor. Bugün, 1960'ların bu renkli ihtişamını inceleyerek, o dönemin makyaj ikonu olan isimlerden başlayarak, renk patırtılarına, dönemin moda anlayışına ve modern hayata yansımalarına kadar geniş bir perspektif sunacağız.
1960'ların makyaj dünyasına damgasını vuran isimlerden biri, şüphesiz ki Twiggy'dir. Bu genç model, ince kaşları, büyük minimal göz makyajı ve denizkızı rengi dudakları ile dönemin güzellik idealini temsil eder. Twiggy'nin göz alıcı bakışları, özellikle kuş tüyü gibi uzun kirpikleri ile tamamlanarak oluşturduğu bakış stili, birçok kadına ilham verdi. Moda dünyasında yarattığı etkinin yanında, yarattığı makyaj tarzıyla da kadınların hayatına yön veren bir figür oldu. Aynı zamanda, pop art akımının da etkilerini taşıyan Twiggy, görselliğin ön plana çıktığı bir dönemde adeta bir ikon haline geldi.
Bir başka önemli isim ise Jean Shrimpton'dır. Kendine has tarzı ve doğal güzelliği ile bilinen Shrimpton, göz makyajında kullandığı pastel tonlar ve allıkla oluşturduğu ışıltılı görünüm sayesinde dikkatleri üzerine çekti. Özellikle büyük gözler yaratma isteği, kadınların makyaj anlayışını şekillendirdi. Gene, onun döneminde popülerleşen ve klasikleşen eyeliner kullanımı, katlanmış göz kapağı görünümünü sağlamaya yardımcı oldu. Tüm bu ikonlar, kadınların özgüvenlerini artırarak, özlerini bulmalarında önemli bir rol oynadı.
1960'lar, makyajda cesur renklerin cömertçe kullanıldığı bir dönemdir. Far paletlerinde, canlı tonlar sıkça yer alır. Sarı, mavi ve yeşil gibi çarpıcı renkler göz kapaklarında oyun alanı yaratır. Özellikle göz makyajında odak noktası, büyük ve belirgin gözler olmaktadır. Göz makyajında kullanılan güçlü ve parlak renkler, tüm yüz hatlarını vurgulayıp, dikkatleri gözlerde toplar. Sadece kusursuz kalem çalışmaları ile değil, aynı zamanda farın katman katman uygulanmasıyla farklı tonlarda ve derinlikte görünüm elde edilir.
Dudak makyajında ise parlak ve cesur ruj renkleri dikkat çeker. Kırmızı, pembe ve hatta mor tonları, kadınların dudaklarını cazibeli bir şekilde ön plana çıkarır. Rujlar, sadece nefes kesici bir görünüm yaratmanın ötesinde, kendine güvenin de bir sembolü olmuştur. Glam rock akımının etkisiyle dudak makyajının düzensiz ama özgürce uygulandığı bu dönem, sahne sanatçıları ve rock kültürü ile iç içe geçmiş durumda. Kadınlar, bu cesur renk ve stilleri günlük hayatlarına entegre ederek, alışılagelmişin dışına çıkma cesaretini gösterir.
1960'lar, gençlerin kendilerini özgürce ifade ettiği bir dönemde, makyaj ve moda anlayışına yenilikler katmıştır. Modada dik kesimler, kısa elbiseler ve çiçek desenleri öne çıkar. Bu kısa elbise akımı, gençlerin bazı sosyal normlara karşı duruşunu temsil eder. Makyajda yaşanan bu değişim, öncelikle genç kadınların ve erkeklerin arasında gerçekleşirken, yeni bir kültürel akımın da başlangıcı olmuştur. Çiçek çocuklarının etkisiyle, hem makyajda hem de giysilerde doğallık arayışı belirgin bir hale gelir.
Dönemin moda anlayışı, aynı zamanda toplumsal değişim ile de bağlantılıdır. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasıyla birlikte, makyajlarını kendi önceliklerine göre belirlemeye başlar. Bu değişim, geleneksel güzellik standartlarına meydan okumakla birlikte, farklı kişiliklerin de açığa çıkmasını sağlar. Saç stillerinde ise, kısa bob kesimler ve hacimli saçlar popüler hale gelir. Dolayısıyla bu dönem, kadınlar için makyaj ve moda anlayışında bir geçiş dönemi olmuş, özgürlük ve ifade özgürlüğü ile dolu bir alan oluşturmuştur.
Günümüzde, 1960'ların makyaj ve moda trendleri, yeniden gündeme gelmektedir. Retro stilin yeniden canlanması, genç neslin dönemine olan hayranlığı ile birleşiyor. Makyajda kullanılan cesur renkler ve büyük gözler, Instagram ve TikTok gibi platformlarda sıkça rastlanan bir hal alıyor. Vintage etkisinin günümüzde hâlâ sürdüğünü göstermekle birlikte, kişisel yaratıcılık da ön plana çıkıyor. Günümüzdeki birçok makyaj sanatçısı, retro stillere yeni yorumlar katmakta ve yaratıcı kombinasyonlar ile modern bir bakış açısı sunmaktadır.
Yalnızca makyajla sınırlı kalmayan bu yansımalar, moda anlayışında da seenmektedir. Günümüz tasarımcıları, retro stilleri ve renk paletlerini koleksiyonlarının merkezine alarak, geçmişten gelen ilhamlarla bugünün modasını yaratmaktadır. Aynı zamanda, günümüz gençliği, bu dönemin özünü anarak kendi tarzlarını geliştirmekte ve buna bağlı olarak moda dünyasında yaratıcı bir patlama yaşanmaktadır. Özellikle, sosyal medya sayesinde vintage esintileri sürekli olarak hayatımıza dahil edilmektedir.